17 Temmuz 2012 Salı

Pescara'yı Harcadılar Matmazel



 Pescara çılgın hocası Zeman ve  onun çılgın hücum taktiğiyle  2011-2012 sezonunda Seri B’de tam 90 gol atarak şampiyon oldu. 90 golün Seri B gibi bir lig için oldukça fazla olduğunu söylemeye gerek yok ama Pescara’dan sonra ligde en fazla gol atan takımın 60 golü var.Pescara için Hollanda takımı zihniyetine sahip İtalyan takımı diyebirliz.Arka tarafı tamamen boşverip  şuursuzca hücum ediyorlar ki geçen sezon 55 gol yediler.Klasik Zeman takımı zaten 55 gol yiyip şampiyon olan bir başka takım göremezsiniz.


 Zeman’ın Pescara’sı artık Seria A’da ama Zeman yok,o çılgın hücum sistemini artık Roma’da oynatacak.Fakat Pescara’nın tek kaybı Zeman değil.90 golün mimarları olan en iyi 3 oyuncularını da kaybettiler.Seri B’de 28 golle gol kralı olan ve Pescara’da kiralık oynayan 90’lı Ciro İmmoble önce yuvasu Juventus’a oradan da İtalaya’daki saçma bonservis ortaklığı sistemiyle Genoa’ya geçti.Büyük potansiyelli ve çok iyi bir golcü İmmoble,Juventus onu önümüzde seneler için iyi bir tatırım olarak görüyor.Önümüzdeki sezon Genoa’yı ayrı bir gözle izlemekte fayda var.
Pescara’nın diğer bir kaybı da gene İmmole gibi kiralık oynayan Lorenzo İnsigne oldu.Geçen sene 14 asist yapıp 18 gol attı İnsgine,henüz 91’li ve kiralık geldiği Napoli’ye geri döndü. Pescara’da ileri üçlünün solunda oynuyordu İnsigne.O da İmmoble gibi müthiş yetenekli İtalyanlar ona İl Messi Dell'Adriatico yani Adriyatikli Messi diyormuş,ben  de tarzını selefi Lavezzi’ye benzettim.Lavezzi’nin Psg’ye satılmasında sonra onu yerinde onun yerine oynayacaktır İnsigne.

Pescara’nın son ve en büyük kaybıysa altyapıdan yetiştirdikleri 92’li ve PSG’ye sattıkları ‘’Yeni Pirlo’’ Marco Verratti oldu.Gerçekten de oyun stili Pirlo’ya çok benziyor,onun gibi oyunu geriden kurabiliyor ve gene Pirlo gibi ceza sahasına çok ince toplar atabiliyor.FM oynayanlar çoğu Verratti’yi takımına almıştır heralde,FM’de tam bir istatistik canavarı. Aşağıdaki video da Verrati’nin yeteneklerinden bir kesit.


 


2 Haziran 2012 Cumartesi

Euro 2012'de Kimler Var




Her turnuvada olduğu gibi Euro 2012'nin de parlayanları ve hayal kırıklıkları olacaktır.Daha önce  beğendiğim veya performansını merak ettiğim bazı oyuncuları yazacağım.Euro 2012 boyunca bloğu güncel tutmayı planlıyorum,inşallah başarırım. 

Jakub Blaszczykowski (1985)





Blaszczykowski’yi  okuması da yazması da zor kısaca Kuba. Dortmund ile üst üste 2 sene gelen şampiyonluklarda  büyük pay sahibi oldu Kuba ama kuşkusuz kariyerinin en iyi sezonunu geçen sene yaşadı.Polonya turnuvada favori olmasa da diğer 3 gruba nispeten daha kolay bir grupta mücadele edecek.Rusya gruptaki diğer takımlara göre ağır basıyor.Çek Cumhuriyeti,Yunanistan ve Polanya’nın ikincilik için yarışacağını düşünüyorum. Kuba,ev sahiplerinden Polonya’nın bu yarışta Dortmund’dan arkadaşı Lewandowski  ile birlikte en güvendiği isim.



Andriy Yarmolenko (1989)




Ev sahiplerinden Ukrayna’nın son dönemde Milevskiy’den sonra yetiştirdiği en iyi oyuncuve turnuvada en çok güvendiği oyuncu.1.89’luk boyuna rağmen gayet iyi bileklere  sahip,fizik olarak kuvvetli,her iki kanatta da oynabilen bir oyuncu Yarmolenko.Solak olmasına rağmen  Dynamo Kiev’deki hocası Yuri Semin ters ayakla içeri katedebilmesi için onu genelde sağ kanatta kullanıyor.Ukrayna’nın Fransa,İngilter ve İsveçli grupta ev sahibi olmasına rağmen işi zor fakat Yarmolenko,Milevskiy gibi oyuncuları izlemek keyifli olacak.

 
Nelson Oliviera (1991)





Portekiz her zaman çok iyi hücum kanatları ve orta sahası olmasına rağmen  Nuno Gomes’den sonra bir türlü iyi bir forvet oyuncusu çıkaramadı.İlk parladığında Postiga’ya güvendiler olmadı,Brezilyalı Liedson’u Portekiz vatandaşı yapıp oynattılar o da olmadı,Almeida malum sadece kafaya çıkıyor.3-1 kazandığımız hazırlık maçında da görüldü ki; bir kanadında Ronaldo bir kanadında Nani olan takım bile iyi bir forvet oyuncusuna ihtiyaç duyuyor.Bu yüzden Nelson Oliviera Portekiz futbolu için büyük önem taşıyor.Asıl patlamasını 2011’de Kolombiya U-20 Dünya Şampiyonası’nda  gerçekleştrdi.Uzun boyuna rağmen gayet iyi top sürebiliyor ve çok iyi bir bitirici.Bu turnuvada istediği süreleri alıp beklenen çıkışı göstermeyebilir ama ilerisi için Portekiz en büyük silahlarından olacaktır.

 
Rasmus Elm (1998)


 
 
Elm biraderlerin en küçüğü ve en yeteneklisi olan Rasmus Elm geçen sezon AZ Alkmaar’da çok başarılı bir sezon geçirdi.Orta sahada oyunun her iki yanını da oynama becerisine sahip olsa da ofansif yönü ağır basan bir oyuncu.Tam bir 10 numara olmasa da iyi bir oyun kurucu diyebiliriz Rasmus Elm için.Çok iyi bir sağ ayağa sahip,turnuvanın en iyi frikik atan oyuncularından biri.İbrahimovic,Toivonen gibi oyunculara rağmen İsveç’in grupta işi zor.Özellikle Fransa ve İngiltere’ye karşı katı bir orta saha ve yedek oturan bir Rasmus Elm görebiliriz.

 Alan Dazagoev (1990)




Tam anlamıyla klasik bir 10 numara  Alan Dzagoev.Henüz 90’lı olmasına rağmen CSKA Moskova’ya geldiğinden beri  her sezon 20 maçın üzerinde oynadı ve toplamda 100’den fazla maçta forma giydi. Özetle genç yaşına rağmen gayet tecrübeli bir oyuncu.Tıpkı Rasmus Elm gibi o tam bir duran top ustası.Ruslar diğer 3 gruba nazaran kendileri için daha kolay bir gruptalar ve bence grubun favorisiler.Dzagoev organizatörlüğünde Arshavin,Kerzhakov,Zhirkov,Shirikov,Pavlyuchenko ve Pogrebnyak  gibi çok  iyi hücum oyunculardan oluşan bir Rusya izleyeceğiz.

1 Mart 2012 Perşembe

İkinci Şampiyonluk


Müthiş geçen ve şampiyonlukla tamamlanan 2010-2011 sezonunun ardından  2012-2013 sezonuna da iddialı girmişti Borussia Dortmund.Üstelik Nuri haricinde takımın iskeletinde kayıpları olmamıştı.Şampiyonlar Ligi’nde oynayacak olmalarına rağmen büyük paralar harcayarak transfer yapmadılar.Sadece Real Madrid’e giden Nuri’nin yerine gene bir Türk İlkay Gündoğan’ı ve Club Brugge’ün yükselen değeri Perisic’i aldılar.



 Jürgen Deli Klopp geçen sene şampiyonluğu getiren 4-2-3-1’i bu sezon da bozmadı.Nuri yerine İlkay’ı savunmanın önüne,Sven Bender’in yanına koyup ikilinin önündeki 3’lüyü Götze,Kagawa ve Großkreutz’dan oluşturdu.Forvette geçen senenin kahramanlarından Barrios sezona sakat girince Lewandowski formayı kaptı.
Dortmunt sezona galibiyetle başlasa da oynanan futbol geçen seneden uzaktı ve puan kayıpları üst üste geldi.Ligin favorisi Bayern Münih de sezona bomba gibi girince Jürgen Klopp’un gençleri daha sezon başında hedeften uzaklaşmış göründüler.Hatta 6.haftada alınan Hannnover 96 mağlubiyetiyle 11.sıraya kadar düşmüşlerdi.İlkay’ın yeni takımına ve yeni mevkisine alışamaması,devamlı aksaması en çok tartışılan konu olmuştu.İlkay’dan kendisine çok benzetilen selefi Nuri’nin geçen sene yaptıklarını yapması bekleniyordu ama olmadı.Nürnberg’de yıldızlaşırken forvet arkasında oynayan İlkay Dortmund’un aradığı merkez orta saha oyunucusu olamadı ve formayı tecrübeli Kehl’e kaptırdı.İşte Dortmund’un kötü giderken yükselişegeçmesi  bu olayla başladı.Klopp İlkay’ı esas mevkisi forvet arkasında denemiyor,ikinci yarılarda süre vererek onu kazanmaya çalışıyor ama İlkay’dan iyi bir  merkez oyuncusu olmasını bekliyor.



Kagawa,Kuba Blaszczykowski,Lewandowski’nin müthiş formu (şimdiden 16 gol 4 asisti var) ve merkezdeki değişim ile üst üste galibiyetler almaya başladı Borussia Dortmund.Lige müthiş başlayan ve önüne gelene vurup geçen Bayern,Schweinsteiger sakatlanınca tepe taklak düşüşe geçti aşağıdakilerle aradaki fark yavaş yavaş kapanmaya başladı.Tabi bu arada Dortmund Şampiyonlar Ligi’nde grubu sonuncu bitirip Avrupa’ya veda etti.Ligin 2.yarısına müthiş girdi Dortmund.Götze’nin uzun süreli sakatlığından dolayı yokluğuna rağmen  Bayern Münih’i 18.hafta yakaladı ve 20.haftada geçip liderliğe oturdu.2.yarıda henüz puan kaybetmediler ve her geçen gün daha da iyi oynuyorlar.23.hafta geride kalırken ikinci Bayern’in 4,üçüncü Mönchengladbach’ın 5 puan önündeler.



Bundesliga’da birçok lulüp hem ekonomik hem de idari yönden k iyi yönetilip,iyi futbol oynadığı için rekabet hat safhada ve ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor.Şampiyonluk yarışı her sene ayrı muamma ve devamlı farklı takımlar arasında geçiyor.Reus önderliğindeki Mönchengladbach sezonun sempatik sürprizi. Robben’in  dönüşünü ve ilerleyen haftalarda dönecek olan Schweinsteiger’li bir Bayern her zaman favori,adeta süper güç.Ama  Dortmund Barrios’un da aralarına katılıp yavaş yavaş ısınmasıyla daha da güçlendi ve bence şuan  Bundesliga’nın en büyük şampiyonluk adayı.Bakalım Jürgen Deli Klopp üst üste ikinci kez şampiyonluk kupasını kaldırabilecek mi?

13 Ocak 2012 Cuma

       2010 Dünya Kupası Slovakya-Hollanda 2.tur maçından sonra genç Stoch Robben'in formasını alıyor.