24 Şubat 2011 Perşembe

Teknik Direktör Montella

Montella 2000’li yılların başında takır takır gol atıp kollarını iki yana açtığı zamanlar ben daha ufacık çocuktum.Totti,Cafu,Batistuta,Tommasi’nin kıvırcık saçları,Capello’nun gözlükleri ve oğlu Emerson, 2001 şampiyonluğu dün gibi hala aklımda.ben büyüdüm tarih aktı gitti işte o şampiyon olan takımın golcülerinden Montella Ranieri’nin yerine Roma’nın başına geçti. 2009 temmuzunda futbolu bıraktıkdan sonra Roma U-15’i çalıştırıyordu Montella.Takım kötü giderken Sensi ailesi sen bu kulübün evladısın diyerek görevi verdiler Montella’ya.İlk maçında deplasmanda Bologna’yı yenerek iyi başladı göreve.Beraber kupa kaldırdığı Roma efsanesi Totti de arkadaşı Montella’ya destek verecektir.Elinde yüzü eskise de çok iyi kadro var.Umarım futbolcuyken hayranı olduğum Montella başarılı olur çünkü Ancelotti haberleri hala çok taze.

21 Şubat 2011 Pazartesi

Beşiktaş 2-4 Fenerbahçe


Herkes iyi bir derbi bekliyordu fakat bu kadar gidip gelen bir maç olacağını kimse tahmin edemezdi.Fenerbahçe sakatlarıyla,Beşiktaş skandallarıyla uğraşıyordu. Kiev’den yenilen 4 gol ve suya düşen Avrupa hayali,İbo’ların kavgası, Schuster’in açıklamaları,yönetim rezillikleri derken camia kaosa doğru sürükleniyordu.Fenerbahçe ikinci yarıya müthiş başlamış,puan kaybı yapmadan yoluna devam etmekteydi.Fenerbahçe için tek sorun sakat olan Topuz,Emre,Dia ve alternatifsiz Gökhan’ı derbiye yetiştirmekti.Bu şartlar altında Beşiktaş’ın derbiyi kazanmaya daha çok ihtiyacı olduğunu söyleyebilirdik.Yıllardır böyle olmuştur zaten;kötü giden takım derbiyi kazanıp,kötü giden sezonda kendini affettirmiştir.Beşiktaşın da amacı buydu.
Fenerbahçe sakatlarını maça yetiştirmiş,Emre’nin dönüşüyle Topuz gene sağa geçmiş,Fenerbahçe ideal kadrosuna ulaşmıştı.Beşiktaş’ta Bobo ve  Sivok’un kadro dışı kalması benim için de büyük sürpriz oldu.Nobre kenara gelmiş,Guti orta saha merkezinden ön tarafa kaydırılmış,Hilbert yerine Ekrem’le başlamıştı Schuster.Ve tabiki Ferrari tercihi.Bence bu tercihte Kiev maçında yenilen 3 duran top golünün etkisi var.Lugano ve Alex’in bu konudaki hünerinden bahsetmeye gerek yok.Schuster’de bunu düşünmüş olmalı ki Sivok yerine Sivok’a kıyasla hava toplarında daha etkili olan Ferrari’yi tercih ettiğini düşünüyorum.duran toplarda  Lugano’yu tutması için oynatılan Ferrari’nin maçı vermesi ne büyük ironidir.Bobo’nun kadro dışı kalması(ki Fener maçlarını çok sever)Schuster’in büyük hatasıdır.
Maça Fenerbahçe büyük bir pres ve gol bulma arzusu ile başladı ki daha 4. dakikada duran toptan golü buldu.Bu gol kendi evinde yenilmek istemeyen Beşiktaş’ın ileri çıktığında arkadaki boşlukları kullanarak kontra atak yapmak demekti ve elde bu oyuna çok müsait olan Dia ve Niang vardı.Niang’ın sol tarafa Dia’ya yaklaşması Fenerbahçe’nin sol kanadı etkin kullanmasına yol açtı.Quaresma’nın Ekrem’e yardıma gitmemesi Andre Santos’un da ileri çıkmasınaı sağladı.Ekrem’e herhengi bir yardım  gelmeyince Fenerbahçe orayı 15 dakika içinde koridora çevirdi.Çaresiz kalan Ekrem kartlık müdahalelerle ayakta kalmaya çalıştı.
Fenerbahçe orta sahası ilk yarım saat oyuna hakimdi.Rahat pas yapıyorlar ve presle Beişktaşı çıkarmıyorlardı.Bir yandan da Fenerbahçe pozisyonlara giriyordu.Dia’nın karşı karşıya kaçırdı pozisyon ilk yarının kader anıydı.Dia direğin 5 santim içine vursa topu Fenerbahçe abandone olan rakibi karşısında maçı ilk yarıda bitirebilecek belki de farka gidecekti.Bu pozisyondan sonra Fenerbahçe anlamsız bir şekilde geriye yaslandı ve Beşiktaş’a oynaması için topu verdi.Çok geçmeden Beşiktaş Ekrem’in harika golüyle eşitliği sağladı ve soyunma odasına 1-1 rahatlığıyla gitti.
İknci yarıya Beşiktaş tarftarı da arkasına alarak istekli bir şekilde.İkinci yarının hemen başında duran toptan 2-1 yaptı ve istediği saha içi ortama kavuştu.Fenerbahçe afallamıştı,Beşiktaş kontra ataklarlar geliyor ve etkili de oluyordu.Almeida’nın kaçırdığı pozisyon tıpkı Dia’nınki gibi maçın gidişatını değiştirmiştir.Almeida onu atsa Beşiktaş 5’e giderdi diye düşünüyorum.Ömer Üründül’ün dediği gibi futbol enteresan işte.Bu dakikadan sonra biraz toparlanan Fenerbahçe duran toplarla tekrar tehlike yarattı.Ferrari’nin ilk kündesini görmeyen hakem dirseği yakaladı penaltıdan 2-2 ye geldi skor.10 kişi kalan beşiktaş dağıldı.Fenerbahçe Alex’in markajdan kurtulması ve lideliğiyle maçı koparıp son 15 dakikayı rahat geçirdi.kendi adıma maçın en iyi hareketi Niang’ın 60 metrelik deparıydı.
Fenerbahçe’yle ilgili deplasmanda önde presle başlaması ve topa sahip olası sevindirici ama oyunun hakimiyken asla geriye yaslanmamalıdır ki şans bir kez daha yanımızda olmaz.Dia ile ilgili olarak bu kadar etkili olan bir adamın  mutlaka iyi pas verip iyi şut atması lazım.Son pasları hep kötü veriyor.Rahat 10 tane fazla asisti olurdu bu sezon,abartmıyorum.
Şunu da yazmadan edemeyeceğim;Quresma Beşiktaşa zarar.Onu kalitsine,etkinliğine,futboluna lafım yok ama çok şahsi oynuyor.Verdiği pasları bile geri alıcak şekilde veriyor ki bu da takım oyununa büyük balta vuruyor.
Aykut Hoca için bir şey söylemek gerekirse;yaslandığımız zaman hariç oyun içinde müdahale etmesi gereken bir bölüm yok gibi denebilir.Tam Semih’i alıyordu oyuna burda imdada Ferrari yetişti.Ama biz gene de eleştirimizi yapalım.Şu Stoch’u oynat be hocam!Rakip 10 kişi kalmış bir çok geniş alan var,çocuk zaten bunalımda iki depar atsın iki şut atsın kendine gelsin.Çünkü ilerleyen zamanda mutlaka katkı almak gerekecek.Neyse,deplasmanda derbi kazanmak gibisi yoktur tadını çıkaralım.       

15 Şubat 2011 Salı

Fenerbahçe2-0 Kayserispor


Kayserispor  orta sahada iyi top tutan,az gol yiyen dikkatli bir takım savunmasına sahip hızlı kanat oyuncularıyla ilerde işi bitiren güçlü bir takımdı ve Kadıköy’de  golsüz geçen her dakika onların işine gelirdi.Bunun bilincinde olan Aykut Kocaman tıpkı Trabzonspor maçında olduğu gibi maça müthiş bir pres ve baskıyla başladı.Bu baskı erken golü getirdi ve maçın devamında işleri çok kolaylaştırdı. Erken gol bulmasına rağmen baskı ve prese devam eden,savunmaya gömülmeyen bir Fenerbahçe olması sevindirici.Ligin ilk yarısında  daha 50.dakikada yaslanan ve gol yemeyi bekleyen pasif Fenerbahçe’den sonunda kurtulduk.Belki abartıyorum ama dünkü Fenerbahçe derbileri bir kenara ayırırsak bu sezonun ve son yılların en iyi Fenerbahçe’siydi.
Savunma çok dikkatliydi ve bir pozisyon hariç hiç hata yapmadılar.Kayserispor’un hızlı  ve driblingi kanat oyuncuları Amrabat ve Ziani çok iyi savunuldu. Bu iki oyuncu kanatlardan ne çizgiye inebildiler ne de uzun forvet oyuncuları Zaleyeta ve Kujovic’e top getirebildiler.Lugano ve Yobo’nun uyumu sevindirici,hatasız oynadılar.İki kenar beki Gökhan ve Santos dün akşam bekten ziyade  açık gibi oynadılar,sürekli ileri çıktılar.Gökhan bindirmelerine alıştık ama Santos bu bindirmeleri yapınca insan şaşırıyor.Santos’un Dia’yla uyumu da geçen haftalara göre iyiydi.
Orta sahada müthiş bir Selçuk vardı dün geride durarak takımın önde pres yapmasını sağladı.Tatlı-sert oyunuyla  çalınan topların çoğunda o vardı.İki senede bir kere de olsa bu tarz faydalı oynuyor Selçuk.Buna rağmen alışılagelen hatalı pas tercihleri,atağa çıkan takımı yavaşlatan pasları dün de vardı.Birkaç şey de Topuz için söyleyeceğim.Adam iki günde futbolcu olmuş.Eskiden sadece fiziğiyle oynayan adam gitmiş kafasını kaldıran,savunmaya gelip top alıp oyun kuran,pas dağıtan yeni bir adam gelmiş.Topuz’un son aylarda geçirdiği evrim ez konusu olabilir.Adam hakkında söylediğim olumsuz tüm şeyleri yedirtecek futbol oynuyor.Dia’ya gelince gene patlayıcıydı gene etkiliydi gene kanattan çok iyi geldi ama son vuruş ve asist olan o son pasa çalışması gerek.Onun topsuz oyunda her geçen gün daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.Eli belinde beklemek yerine pres yapıyor artık.
Özer dün 7 ay sonra Kendi seyircisi önünde ilk kez maça çıktı.İstenilen görüntüde değildi Özer.Sakatlıklar onu çok geriye götürdü kabul ama artık ‘’potansiyel sahibi genç yetenek’’değil Özer bir şekilde bir patlama yapması lazım artık.Yaşı da ilerliyor bir basamak yukarıya çıkması daha da zorlaşacak,özverili oynamanın yetmediği yerler olacak.
Fenerbahçe son 4 maçını kazanırken Niang takımın son 4 maçında da en kötü ismiydi buna rağmen son 3 maçta da gol attı ve kritik puanlara imza attı.Buna rağmen Niang eski gücünde değil.Fizik olarak yaşı da düşünüldüğünde eski güçlü  Niang’ı görmek mümkün olmayabilir ama hala çok iyi son vuruş yapıyor. Dün 4’e 5’e gidecek atakları da ezmesi açıkçası çok şaşırttı beni.
 Geçen seneki Daum’un takımı  ceza sahasına gömülüp ilerde işi Alex’e bırakıyordu. Bu Fener’in geçen seneden farkı rakibi orta sahada karşılamaları.Aykut Hoca’nın en büyük artısı budur.Zamanla oyunu daha da ileri yığması gerekir.Hoca’nın yaptığı diğer iyi şey takımı bütünleştirmesi oldu.Egosunu bir kenara atarak takımı kendi etrafında topladı.Başarı gelecekse eğer bu birliktelik sayesinde gelecektir.Ama hala en büyük eksiklik kontra atağa çıkamamak.Eldeki hızlı oyunculara rağmen Kontra atağa çıkılamıyor.Aykut Kocaman’ın en çok mesai harcaması gereken konulardan biri  olduğunu düşünüyorum.son olarak sevgililer gününe yakışan bir mücadele ve galibiyet oldu.Sevgiliye teşekkürler.

5 Şubat 2011 Cumartesi


''Seninle herşeye varım ben.''İki yıl daha :)

Manisaspor 1-3 Fenerbahçe

Geçen haftaki Trabzon galibiyetinin bir anlamı olması için bu haftaki Manisaspor maçının mutlaka kazanılması gerekiyordu.Dünkü Bursaspor'un galip gelmesi bu maçın önemini daha da artırmıştı.Takım aslında maça bu durumun bilincinde çıktı ve maça ''Fenerbahçe standartlerının üstünde bir istekle'' başladı.Maçın başında kazanılan duran topların Alex'in etkili ortaları ve artık ''usta karambol golcüsü''kıvamına gelen Lugano'nun yarattığı karambollerle Manisa kalesini zorladı Fenerbahçe fakat istediği pozisyonları bulamadı.Emre ve Baroni'in belki de son iki sezondur en önde oynadığı ve gol için en çok zorladığı maçta Fenerbahçe bir türlü organize olamadı ve gene bu ikilinin uzaktan şutlarıyla etkili olmaya çalıştı.Mehmet Topuz'un üretken olmayışı ve bekler Andre Santos ve Gökhan Gönül'ün yokluğunda oynayan Bekir'in de kanatlardan bindirme yapmamaları Fenerbahçe'nin hücumda tıkanmasını sağladı.İlk yarının kuşkusuz en kritik anı Yiğit'in kaçırdığı pozisyondur.Eğer yiğit hemen maçın başında o golü bulsaydı maçın çok daha farklı bir senaryosu olucaktı.
İkinci yarıya Fenerbahçe gene tutuk Manisaspor hızlı başlamıştı.Manisa atakları artmaya başlamıştı ki tam bu noktada deveye Bekir girdi.Kahe'nin golü Fenerbahçe'yi uyandırmış olcak ki demoralize olmasını beklediğim takım toparlanarak oyunu ileri yığmayı başardı.Maça Marsilya'daki yeri sol çizgide başlayan Niang'ın ileri uçtaki Semih'e yakınlaşmasıyla pozisyonlara girmeye başladı Fenerbahçe ki bu dakikalarda penaltıyı buldu.
1-1'den sonra Manisaspor'un skoru koruma amaçlı geriye yaslanıcağını düşünüyodum ki Hikmet Karaman beni yanılttı ve takımını ileri çıkardı.Alex'in saha içi liderliği ve Niang'ın forveti ikilemesi fenerbahçe'ye ikinci golü getirdi ki bu golü Niang'ın atması oldukça sevindiriciydi.
Fenerbaçe ve Aykut Kocaman'ın bu sezonki büyük zaaflarından biri deplasmanda skoru koruyamamaktır.takım nedensiz bir şekilde yaslanıyor rakibin golü atmasını bekliyordu.Antalya ve Trabzon maçlarının verdiği özgüven ve geçmişten ders alma Manisa maçında bu hataların yapılmasını engelledi ve Aykut Kocaman'ın Gökay'ı alıp ortayı üçlemesiyle rakibe pozisyon vermeyen topu tutan ve özverili mücadele eden bir takım izletti son 10 dakidada.Dia'nın oyuna girmesiyele Fenerbahçe kontra atağı düşünmeye başladı ki girdikten hemen sonra Dia 3. golü attı ve maçı bitirdi.Bekir'in aciziyeti ve Alex'in liderliğinin altını kalın çizgilerle çekmek lazım.Kaptan oyunu hep içindeydi ve sonuna kadar maçı istedi.Son olarak galibiyet kadar takımın gösterdiği istek de güzeldi.

1 Şubat 2011 Salı

Torres yeni formasıyla