10 Mart 2011 Perşembe

Miroslav Stoch-Twente-Yedek Kulübesi

Stoch adını ilk gördüğüm an,Avrupa Ligi kuralarından sonra Twente’yi incelerken olmuştu.Chelsea Akademisi çıkışlı olduğu için hemen dikkatimi çekmişti.Birkaç maç özeti,biraz Youtube vidyosu ve Google sayesinde ilk izlenimlerim;20 yaşına yeni basacak,1.65 boyunda mini minnacık,sarışın,temiz yüzlü(kızım olsa veririm),çok hızlı ve devamlı olarak topla birlikte kaleye yönelen bir futbolcu olmuştu.Chelsea’den Twente’ye kiralık gelmişti Stoch.Twente’nin geçen sezonki hocası Steve McClaren(ki sezon sonu Twente’yi şampiyon yapacak)İngiliz olduğu için rezerv liglerden tanıdığı ve Hollanda’nın o meşhur 4-3-3’üne uygun olduğu için Stoch’u planlarının önemli bölümlerinin uygulayıcısı olarak görüyodu.Hücum hattında Kosta Rika’lı Bryan Ruiz(geçen sene ligde 24 gol attı)ve Blaise Nkufo(kulakları çınlasın şimdi Amerika’da ve iyi para kazanıyor)ile oynuyordu.Bu üçlü Twente’nin geçen sezon attığı 63 golün 46’sının altına imzalarını atmıştı.
Hollanda Ligi’ndeki diğer takımların aksine daha dengeli oynayan Twente’de 4-3-3’ün solunda Stoch Sağında Ruiz oynarken ilerde Nkufo ile hücum ediyorlardı.Orta sahada Tiote ve Brama ile sağlam durup,hücumdayken  Perez veya Theo Janssen ile  pas alışverişini sağlıyorlardı.Steve McClaren’ın Twente’sini özelliği diğer Hollanda’lılar gibi şuursuz saldırmak yerine,daha kontrollü,hızlı oyuncularla skora giden oyun yapısıydı.Zaten 106 gol atıp 20 gol yiyen Ajax’ın önünde 63 gol atıp 86 puanla şampiyon olmalarının altında bu yatar bence.
Ruiz 4-3-3’ün sağ kanadında gözükse de ceza sahası içinde kaleye daha yakın oynuyordu.Topu iyi kullanan,çok hızlı olmasa da adam geçen ve iyi son vuruş yapan bir oyuncu olması sistemin esnemesini ve varyasyon sayısını artırıyordu.Nkufo tipik siyahi forvetler gibi hızlı fakat onlardan daha iyi bir son vuruşa sahiptir.Gerek kontra atağa uygun yapısıyla olsun gerek top saklamasıyla olsun ve maç içinde zaman zaman Ruizle yer değiştirmesiyle olsun hücum hattının bana göre en kilit oyuncusuydu.Twente’yi severiz ama  çok yazdık.Gelelim yazının esas oğlanı Stoch’a.
   Stoch Twente’nin kontraya yakın oyununun en hızlı ve en iyi işleticisiydi.Orta saha sol çizgiden top alıp,kanatta dribblinglerle ilerleyip,rakip ceza sahasının başladığı noktada -kendi sağına doğru- içe kat edip şut atan veya 2’ye 1’lerle pozisyon hazırlayan bir oyuncu.Bakın buraya dikkat,Stoch;Dia gibi,Jesus Navas gibi(ki o bu işin piridir)Krasic gibi,Aykut Kocaman’ın da listesinde bulunan Dzsudzsak gibi çizgiye inip orta yapmayı  düşünen bir oyuncu değil.İçe kat ediyor ve bunu karakter edinmiş,Stoch’un imza hareketi. http://www.youtube.com/watch?v=Cv-dtoOv6rg
Fenerbahçe’nin sezon başı transferlerinden Aykut Hoca’nın en inandığı isim Stoch’du.O da bizler gibi iki Twente maçında da Gökhan’ı aciz eden adama hayran kalmış olmalı ki transfer listesinin başına Stoch’u koydu ve  4-3-3’e geçiş planlarının başrolünü Stoch’a verdi.Fakat işler istenildiği gibi gitmedi.Sistem değiştirme çabaları Fenerbahçe’yi Avrupa’dan ederken,ligde de zirveyi görmek için ancak dürbün kullanmak gerekiyordu. Üst üste gelen puan kayıpları ,kötü futbol ve ‘’Vaka-i Alex’’ 4-3-3’ü rafa kaldırırken takımı taşıyan Kaptan Alex merkezli,Topuz’un ortasahayı üçlediği,sol kanatta oynayan Stoch’un(sonradan Dia) forvete yaklaşıp 4-3-2-1’e dönüştürdüğü ama temelde 4-5-1 olan sistemi uygulatmak zorunda kaldı.
Takım gene iyi oynamıyordu fakat mental evrimin doruklarında olan Alex maçları bireysel becerileriyle alıyordu.Performansı her geçen gün düşen Stoch ilk 11’deki yerini Dia’ya kaptırdı.Yeni Malatya maçından sonraki-Bekir’in tabiriyle-oyuncuların içine düşen ateş sayesinde Fenerbahçe kenetlenip takım haline gelmişti ve iyi oynamaya başlamıştı.Ligin ikinci yarısına yapılan müthiş başlangıç ve bu başlangıcın mimarlarından Dia’nın müthiş formu Stoch’u yedek kulübesinin derinliklerine gömmüştü.Takım iyi gidiyordu ve skoru değiştiricek bir isme ihtiyaç duyulmuyordu.Aykut Hoca ligin ikinci yarısında Stoch’a hemen hemen hiç şans vermedi.
Daha önce bu blogda bahsettik lig uzun maraton hemen hemen her oyuncudan faydalanmak gerekiyor.Hele bu oyuncu Stoch ise.Avantajlı skorun sağlandığı dakikalarda kontra atak silahı olarak oyuna alınması gerek olduğunu düşünüyorum.Şunu da unutmamak gerek ki Stoch’un ilk 11’de olduğu dönem Fenerbahçe takım halinde kötüydü.Dia’nın ve Özer’in katkı verdiği update edilmiş Fenerbahçe’de Stoch’u daha izlemedik. Bana göre sene başı transferlerin en önemlis ve en değerlisidir Stoch.Daha 21 yaşında ve gelişmeye açık.Avrupa piyasasında da Stoch’un hala ederi var.Böyle bir oyuncu yedek kulübesinde kaybolup gitmemelidir. Maçların ikinci yarılarında da ols aAykut Kocaman’ın mutlaka ama mutlaka Stoch’a süre vermesi gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder